Ebeveynler olarak, çocuklarımızın okula başladığında veya bir geziye gittiğinde yaşadığı kaygıya aşinayız. Ancak bazen roller değişebiliyor.
Kalbiniz hızla atıyor ve korkuyla karışık bir hüznün sizi sardığını mı hissediyorsunuz? İşte bunun adı “ayrılık kaygısı”.
Çocuğumu başkalarının bakımına bıraktığımda ben de tereddüt ettim ve korktum. Çocuklar büyüdükçe bu his de azalıyor olsa da, yine de zor bir durum.
Neredeyse iki yaşında olan oğlumu anaokuluna bırakmaya çalıştığım zamanı hatırlıyorum. Daha yarı yolda gerginlikten bacağıma sarılmıştı. Çocuğumu sınıfına kadar götürebilmiştim. İlk gününde çok zorlanacağını düşünsem de yeni öğretmeninin yanında çok rahat hissetti ve arkasına bile bakmadan koşarak onun yanına gitti.
O an biliyordum ki oğlum fikrini değiştirip bana geri dönmeye çalışmadan önce anaokulundan hızlı bir şekilde oradan ayrılmalıydım ama öyle olmadı. Kendimi endişeli hissettim. Fark ettim ki benim de onu bırakıp gitme konusunda kendi korkularım vardı. Neyse ki gözyaşlarına boğulmadan önce oradan çıkmayı başarabildim ama farkında vardım ki bu korkularımın çocuğumu da etkilememesi adına bu korkularla başa çıkmak için bir yol bulmam lazımdı.
Yardımcı olduğunu düşündüğüm dört yol var:
– Suçluluk hissini arkanızda bırakın: Biliyorum bunu söylemesi kolay ve yapması zor. Hepimiz çocuklarımızı bırakıp gitmek zorunda kaldığımız için suçlu hissederiz. Artık bu suçluluk duygusunu bırakmanız gerekiyor, kendinize bu kadar yüklenmeyin. Çocuğunuzu bırakıp gittiğiniz için kötü bir ebeveynmiş gibi hissedebilirsiniz ama çocuğunuz sizin harika bir anne veya baba olduğunuzu düşünüyor. Kendinizin en büyük düşmanı olmayı bırakın!
– Tanıdık bir yüz bulun: Çocuğunuzu bir yabancıya emanet etme fikri bile tek başına yeterince büyük bir stres kaynağı olabilir. Çocuğunuzun anaokuluna gideceği ilk günden önce öğretmen ile konuşmayı ihmal etmeyin. Öğretmen ile bir uyum yakalama ve bir ilişki kurmanın, çocuğumu okula daha kolay bırakmamı sağladığını fark ettim.
– Çocuğunuza bir “hediye” bırakın: Eğer anaokulu izin veriyorsa, çocuğunuza bir pelüş hayvan veya küçük bir battaniye gibi ona sizi hatırlatacak küçük hediyeler bırakın. Bu çocuğunuzu çok rahatlatacaktır.
– Hislerinizi benimseyin: Kaygı, ebeveynler için oldukça normal bir histir. Bu his aslında sizin mükemmel bir ebeveyn olmanıza yardımcı olur. Tabii ki yetiştirmekten sorumlu olduğunuz küçük insan hakkında endişe duyacaksınız.
– Derin nefes alın: Biliyorum bu çok basit bir şey gibi duruyor ama benim demeye çalıştığım daha “yardımcı olacak” şekilde derin nefes almak. Bilinçli bir şekilde derin nefes aldığınızda bütün endişelerinizi bir kenara bırakabilir ve odaklanabilirsiniz. Çocuğumu anaokuluna bırakmadan önce arabamda oturur ve iki, üç derin nefes alırım.
İlk günler her zaman sinir bozucu olur. O yüzden anaokuluna bıraktığınız çocuğunuz ilk çocuğunuz olmasa dahi ayrılık kaygısını yaşamanız normaldir. Ancak bunun normal olması, sürekli bir şey olması gerektiği anlamına gelmiyor. Yukarıda bahsettiğim basit stratejileri gün her gün uygulayarak çocuğunuzun da sizin de harika bir okul yılı geçirmesini sağlayabilirsiniz.
Ayça Dörder

Arkadaşlarınızla paylaşın!