
İletişim Ne Değildir?
İletişim nedir dediğimizde birçoğumuzun aklına anlaşmak, uzlaşmak, hem fikir olmak, benzer düşünmek gibi yanıtlar gelmektedir. Karşılıklı taraflar farklı düşündüğünde ise ‘Biz iletişim kuramıyoruz!’ denilmektedir. Oysaki iletişim veya ilişki kurmak bunların ötesindedir. Bu nedenle iletişimden beklentimizin gerçekçi tutulmasında fayda vardır.
Bunlara lütfen dikkat:
- İletişim anlaşmak veya uzlaşmak değildir.
- Sağlıklı iletişim için karşılıklı tarafların aynı veya benzer düşünmesi gerekmez. Sanılanın aksine farklı ve karşıt görüşler iletişimi zenginleştirir.
- İletişim artarak devam eden, sürekli iyiye giden doğrusal bir grafik değildir. İletişim yaşamdaki birçok durum ve gelişim gibi inişli-çıkışlıdır, yapım ve yıkımları, ilerleme ve gerilemeleri bünyesinde barındırır.
- İletişimin içinde çatışmalar da vardır.
İletişim Kurmak İstiyorsak Çatışma İhtimalini Cepte Bulundurmalıyız! Çatışmanın Olmadığı Yerde İletişim De Yoktur!
Çatışmalar sandığımız kadar korkutucu, öcü değillerdir. Hatta ilişkisel zeminde daha olumlu durumların gelişmesine de katkı sağlarlar. Örneğin; çocuğunun okul seçiminde hem fikir olamayan veya farklı düşünen anne-baba yaşadıkları çatışma sonucunda karşıt görüşlerini dile getirerek çocukları için en doğru okul seçimini yapabilmektedirler.
Çatışmaların Neye Hizmet Ettiğini Düşünmek Ve Takip Etmek İletişimi İyileştirmenin Püf Noktasıdır!
Ancak sözü edilen çatışma, kavga gürültüyü içeren, dozu artarak devam eden, kısır döngü haline gelen, bireylere duygusal ve psikolojik açıdan zararı içeren söylem ve davranışlar değildir. Söz konusu çatışma anlaşama, uzlaşamama ve farklı fikirlere sahip olma halidir.
Çatışmaları iletişimi iyileştirmek yönünde nasıl kullanacağız?
Sevgili ebeveynler, çatışma çözümü için sihirli kelime karşılıklı doyumdur. Unutulmamalıdır ki tek tarafı memnun eden kararlar zafer odaklıdır ve çatışmayı çözmek yerine gizil bir biçimde besler. Zaferler, çatışmaları çözmediği gibi, aile içindeki stres, kaygı ve gerilimi artırır. Karşılıklı doyum ise tarafların birbirlerine birer adım atması anlamına gelmektedir ve çatışma çözümüne yardımcı olur. Örneğin, sabah kapıdan çıkarken çocuğunuz her gün giydiği ayakkabısını o gün giymek istemediğini söyledi. Onunla, ‘Giyeceksin.’ – ‘Hayır giymeyeceğim.’ çekişmesine girmek yerine ayakkabıyı giymemek konusundaki ihtiyacının ne olduğu anlaşılmaya çalışılmalıdır. Bu ihtiyaç takibi, karşılıklı doyumu ve çatışma çözümünü getirecektir.
Anne-baba-çocuk arasındaki iş birliği ve iletişimde karşılıklı doyum nasıl sağlanır?
- Ebeveyn dinleyen bir kulak olmalıdır: Çocuklar, biz onları gerçekten dinlemediğimizde bunu hemen anlarlar. Çocuğun, anlaşıldım, değer görüyorum, seviliyorum, kabul görüyorum şeklinde düşünmesi için ebeveynlerin dinleyen bir kulak olması oldukça önemlidir.
- Çocuklar koşulsuz sevildiğini hissetmelidir: ‘Karnenin hepsi beş olursa bisiklet alırım.’, ‘Eğer sözümü dinlersen parka götürürüm.’ gibi ifadeler ve uygulamalar ebeveynler tarafından kullanılmamalıdır.
- Ebeveynler durumları açıklamalı, anlatmalı ve bilgi vermelidir: Açıklamaları dinlemek, çocuklar için şikayet edilmek veya suçlanmaya katlanmaktan daha rahatlatıcıdır.
- Çocuklara soru bombardımanları yapmayın ve zaman zaman bir sözcükle özetleyin: Ebeveynler, çocukların yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan kafa karıştırıcı açıklamalar yerine kısa, net ve sonuca dönük özetlemeleri tercih etmelidirler.
- Çocuklarınıza kendi duygularınızı ifade etmekten çekinmeyin: Ebeveynler yoruldukları zamanları veya çocuklarının istenmeyen bir davranışı karşısında ne hissettiklerini ifade etmelidirler.
Sevgili ebeveynler, özetle iletişim kurarken farklı düşüncelere sahip olmaktan ve çatışmaktan korkmayınız. Ancak çatışmaların neye hizmet ettiğini anlamaya çalışırken de birbirinizin karşısında değil yanında olduğunuz mesajını vermeyi, gereksiz çekişmelerden kaçınmayı ve karşılıklı açık davranmayı da unutmayınız.
Uzman Klinik Psikolog
Ilgın ÇAKMAK
Mia Emirgan Okul Müdürü