‘‘Yapacak Yaştayım’’ insanın yaşam serüvenindeki gelişimsel basamaklarını, kendine özgü bir sıralamayla attığı özel adımlarını takip eden bir seri olacak. Dilerim ebeveynlerimiz zaman zaman içlerinde yankılanan ‘‘Bu normal mi?’’ sorularına cevap bulacaklardır. Ve evet, emin olun bu soru herkesin başına geldi!

2 Yaşına Gelene Kadarki O Uzun Yolculuk!

Anne karnındaki fiziksel gelişim, annenin fiziksel sağlığından etkilenmekte; aynı zamanda doğum öncesi ve doğum sonrası fiziksel gelişimi annenin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığından etkilenmektedir. Bu da demektir ki annenin stres ve depresyon deneyimleri, çocuğun duygusal yaşantısını etkilediği kadar fiziksel büyümesini de etkilemektedir.

Peki artık doğdum, yeni doğan ne yapacak yaştadır? Bahsedilecek tüm yetiler, her zaman çocuğun hazır olduğu sıra ile gerçekleşecektir.

  • Duyma yetisi görme yetisinden daha keskindir; ona şarkı söyleyebileceğiniz (Ritim duygusunu geliştirmeye de yarayacaktır), onunla sohbet edebileceğiniz yaştadır (Önemli olan cevap beklememeniz tabii).
  • Ağlaması ve sızlanması konuşma alıştırmaları sayılır, telaşlanmayın. Yavaş ve yumuşak uyku geçişi ağlamalarını uzaktan dinleyebiliriz. Acil müdahaleler bu ağlamaları alışkanlık haline dönüştürebilir. O ağlayacak yaştadır, neden ağladığını keşfetmeye çalışın.
  • Her yaşta, çocuk oyun oynayacak yaştadır. Kucağınızda yüzünüze bakarak hareketlenen çocuk oyun oynamaktadır. Fiziksel gelişimi sürdükçe çevresindeki materyalleri yakalama, ses çıkarma, onun ilk oyunlarındandır.

Artık bir süredir birlikteyiz:

  • Sesler heceleri, heceler sözcükleri takip edecektir. Söyleyebildiği her şeyi birlikte tekrar edin. Konuşmaya başlarken, aynı zamanda konuşmasından daha iyi düzeyde sizleri anlayacak yaştadır. Sohbeti, anlatmayı, paylaşmayı, kitap okumayı sürdürün.
  • Emeklemeler, tutunarak adım atmalar, oturduğu yerden kalkmalar başlayacaktır. O artık keşfedecek yaştadır! Keşfederken bulduklarını ağzına sokacak, düşünce ağlayacak, tekrar denemekten çekinecek, bizden sakinlik ve destek bekleyecek yaştadır.
  • Anne sütünün yanında (Onun tadına hiç bakamamış da olabilir, yaşamın telafi edeceğine inanın!) yeni tatları keşfedecek, sofranızla tanışacak yaştadır.

Bu küçük insan kişisi ile şimdiye kadar bağlanma süreçleri, ayrılık anksiyetesi, nesne sürekliliği ve artık sosyal gelişiminden bahsettiğimiz çok özel bir süreç geçirdik. Tüm bu süreçler psikoloji literatüründe geniş bir yer kaplamaktadır. 2 yaşa kadarki sürecin kritik değeri herkesin kabulüdür. Fakat unutulmamalıdır ki bu süreçteki ‘‘kötü’’ deneyimlerin birçoğu geri döndürülemez sonuçlar getirmez. Bireyin yaşam boyu kendini tanımaya, farkındalığına yaptığı yatırım; özellikle de psikoterapi desteği, tekrar eden olumsuz yaşantılarını iyileştirmeye yardımcı olacaktır. Çocuğun ileriki yaşlarında bunu telafi etme şansının olduğunu bilmek ise ebeveynin sorumluluğunu yine de azaltmayacaktır. Ebeveynin çocuğuyla birlikte büyüme sürecinde kendi yardım kaynaklarını sağlaması gerekir. Eşlerin birbirine desteğinin, geniş aile ya da çevre desteğinin yanı sıra anne ve babanın bireysel psikoterapi sürecinde öz farkındalığına odaklanmasının, çocuğun sağlıklı gelişimine katkısı olacaktır.

Sevme Sanatı’nda Eric Fromm şöyle der ‘‘Annelerin büyük çoğunluğu süt verebilmektedir. Ama pek azı bal da ekleyebilir. Annenin bal verebilme yetisine sahip olabilmesi için sadece iyi anne olması yetmez. Mutlu bir kişi de olması gerekir.’’

Ebeveyn danışmanlığı almak iyi bir seçenek sevgili ebeveynler, ama bu fikir de aklınızda bulunsun!

Her çocuk, mutlu bir çevre isteyecek yaştadır.

Uzman Klinik Psikolog
Elif BAYRAKTAR
MİA Emirgan Okul Psikoloğu

Arkadaşlarınızla paylaşın!